24 Temmuz 2012 Salı

sen gidince

sen gidince...
bir şehir gitti

bir ev kapandı anılar içinde
bu anahtar artık kullanılmayacak belki de
bu tencereler yemeksiz
sen gidince... aç kalacak çocuklar

bu dikiş makinası sessiz..
elbiseler seni soracak,
üzerinde her bir nakış,
senin ellerini arayacak

bu divan, bu yastık, bu yorgan...yorgun..

bu tahta, bu oklava, bu fırın...
senin elinin lezzeti.. kimselerde olmayan

bu pencere.. bu kapı önü..
senin sohbetin yoksa anlamsız

sen gidince.. eksik herşey
bir şehir bitti

xx

eski sinemada heyecan yok
kapıya gelen sütçü gitmiş..
düğün öncesi saçlar yapılmıyor
akşam gezmelerine çıkılmıyor
ne kavga ne de sevinç
bizim kapının önündeki ışık sönmüş

başın sıkışında, kafan karışınca nereye koşar insanlar?
kim savunur hakkını!

xx

şekerli bir kahvenin telvesi
üzerine salça sürülmüş bir ekmek
küçük bir çocuğun sevinci
kavganın ortasında karşımdakinin bakışı
dondurmadan sonra içilen su
öğleden sonra uyuma zorunluluğu
akşam ezanında ter içinde koşmalar
deniz kenarında kurulan çadırlar
mis gibi yemek kokusu
elinin yüzümdeki hafifliği
kucağına yatmanın mucizevi rahatlığı...

benim bitmeyen şarkılarım
benim soba başındaki cümlelerim
benim uçsuz bucaksız hayallerim!

sen gidince
gittiler birer birer...
bir şehir, komşular..
bir ev
bir çocuk gitti... seninle beraber...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder